efkarlı masturbasyonlar

masamızda yabancılar, hatıralar sensiz bensiz.
insanlar sıkılınca, efkarlanınca müzik dinler genelde. efkarlı müzikler. peki ya efkarlı yazılar?
kaç kişi kaldı canı sıkılınca açıp turgut uyar okuyan, cemal süreya ile ağlayan. bunlardan habersiz olduğumuz için mi, yoksa okumayı sevmediğimiz için mi?
yoksa müzik kadar dokunamıyor mu hiç bir şey ruha?
peki ya efkar basınca kağıdı kalemi eline alan arkadaşlarım nasıl bir nesilden kalma?
çok soru soruyorum kendime, varsa da okuyan size.
nakarat geldi kusura bakmayın.
bir masalmış geçen yıllar, kaç yaprak var elimizde...
neyse ne diyorduk, işte beni bu ruhlara sürükleyen sebep sizinki ile aynı ama benim rahatlama yollarım farklı. mesela ben masturbasyon sayısını arttırırm böyle anlarda. bedenim doğaya ait hisseder kendini o zaman. doğa vahşidir, acımasızdır. daha kolay karşı koyar duygulara. bazen de müzik dinler, veya böyle yazı yazarım. ama en çok okurum. hırsımı güçlendirmek için - işimi kolaylaştırmak için okurum.
şimdi yazıyorsam okumayacağım demektir.
acaba bu okunmak için yazan insanlar yetenekleri olsa müzikle mi uğraşırlardı yoksa yazıyı mı tercih ederlerdi.
ben cevap vereyim, tabiki masturbasyon yapmayı.

sözlükte gördüm

hiçbir şey. sadece bi maruzatım var: artık, zihnindeki "mutad" süre geçtiğinde benimle iletişime geçmesin. ben onun kararına saygı duydum o da benimkine saygı duysun, izin versin şu sikko hayatıma devam edebileyim. kimseye küsmeyen kin tutmayan bi mizacımın olması kırılıp incinmediğim manasına gelmiyor, bilakis her seferinde çok üzülüyorum, dile getirmiyorum artık, yoruldum.

hehe

erken uyanmak bir erdemdir gençler.
bakın bana örnek alın...öyle gece oturuşları falan süper salakça şeyler. bir de ülkemizin süper salak bir gerçeği var ki erken yatmakla alay edilir. mal mısın arkadaş sonra sabaha görüyoruz zombi gibi geziyorsun, bizim göz zevkimizin içine ediyorsun. evet bu kadar.

mücadele

ulan uzun zamandır söylemek istiyorum, aslında ben çok mücadeleci adamımdır ama hırs yapıp yenilmek daha kötü duruma sokar diye adamı hep içimden konuşurum.
kendimi kendime kanıtlamayı tercih ediyorum yani ama bunun tek sebebi söz konusu herhangi bir olayda beni mücadeleye kışkırtacak bir gelişmedir. not olur, iş olur, yemek olur vs.
hatta tanrının varlığına inansaydım onunla da mücadele ederdim, işte o zaman gerçekten eğlenceli olurdu. ne yazık ki dişime uygun bulduğum tek rakipte bir hayal ürünü olduğu için yine kaldık kaybedenlerle ehehe mehehe...

şaka lan böyle dediğime bakmayın, sonra patlarım falan kötü olur...hea içimden ne derim allah bilir tabii...

flash videos are no longer in /tmp

sorma mına kii kaç gündür nerede bu sıktığımın şeyleri diye arıyordum...neyse mantıktan uzak insanlar olduğumuz için yine ezberi dayayacağım öyle halledin...

ilk önce konsola top yazın oradan pid i alın...chrome un pid ini...sonra başlayalım işleme...

top (for chrome pid no)
lsof -a -p [pid no] -u username
sudo nautilus /proc/[pid no]/fd

oradan alın kopyalayın masaüstüne falan...hadi öptüm...

bursa ulaşım zamları

ulan 3 değil 5 değil %20 zam yaptı adamlar...yakıta zam yapan bunlar, ulaşıma zam yapan yine bunlar...ceplerini 2 koldan dolduruyorlar valla ne diyeyim...

acaba uludağ öğrencileri olarak 1000 kişi toplanıp kyk nın önünde otobüslerin önünde oturma eylemi mi yapsak diyorum...varsın tıkayalım yolu yaa...fransada öğrenci harçlarına zam yapıldı öğrenciler fransayı yaktı...artık bir seçmen kitlesi olarak iyi olana oy vermeyi değil, bizim iyileştirdiğimiz politikaları seçmemiz gerekiyor...bir yerden tutup kendi şartlarımızı kabul ettirmenin vakti geldi diyorum kendi adıma...bugünden itibaren metro turnikelerinden atlayacağım ve otobüslerde elimden geldiğince kart okutmamaya hatta daha doğrusu kullanmamaya çalışacağım...otostop ulan...

öptüm sizi gençler...

slow data transfer with usb ubuntu

yeah to all,

şimcik netbook umda flash belleklere çok yavaş işlem gerçekleştiğini farketmemle işin peşine düşmem bir oldu...nette aramadığım gezmediğim site kalmadı ama nafile, sonra absürd bir yöntem buldum gelin anlatayım...

üst panel;
sistem-administrator-disk aracı (disk utility) oradan sdb1,sdbx veya herneyse "bağını kaldır" deyip tekrar "bağla" deyin...ahanda düzeldi....

Your profile could not be opened correctly on ubuntu

chrome u açtığınızda 'Profiliniz doğru açılamıyor' gibi bir hata alırsanız ubuntu da, yapacağınız şey şu;

konsola sırasıyla

cd .config/google-chrome
mv Default Default.bak
cp -r Default.bak Default

bunları vermek...

hadi öptüm...

bokarım yazarım

bir insanı tanımaktan çok korkuyorum.
öyle düşünülen tanımalardan değil, içini bilmekten bahsediyorum. "zaman" ın en kötü anlarda bile akmasını istememin sebeplerinden biri de budur. zamanın değiştiremeyeceği bir şey bilmiyorum çünkü, keşke her insan o her saniye farklı biri olsa da onu bilmek zorunda kalmasam. kimseye bir laf ederken düşünüp tartmak zorunda kalmadan, seviye aramak peşinde koşmasam. herkese aynı mesafe, aynı laflar...

ne kadar rahat olurdu; kimseye canım demeden günaydın, kimseye hakkını helal et demeden görüşürüz diyebilmek...

aslında ben sıradan bir insanım, kimseden hiç bir farkım yok...bunlar herkesin başına gelen şeyler...amına koyayım ben böyle çarkın...ah be felek çabuk işle şu kumaşı da hemen giyip çıkayım yenilerimle, yeni bir ali olayım...herkesle tekrar tanışayım, vedalaşmalarım arkada kalsın...

ağlarsam ne olur

bazen tutmamalı insan kendini, bırakmalı akan zamana gözyaşlarını.
belki bir bitkiye su olur,
belki toprağın tuz oranını arttırır bütün bitki örtüsünü yakar,
belki doctor who nun zamana müdahale etmesi gerektirdiğini düşündürtür
belki bir karıncaya hapis olur,
veya bir sineğin kanadını ıslatır uçmasına engel olur,
belki yüzdeki bir yaraya merhem olur,
belki süzülürken bütün tuzu toplar yaraya körük olur,
belki bir hayrat olur bakteri yuvasına,
belki de örs olur düşer bir hamam böceğine,
belki de yüze güzellik verir aksesuar olur,
belki tokat yemeye sebep olur öğrenci sırasında,
belki de abdest olur bir noktaya,
belki vücudun asitliğini arttırır...

ah be zamane anlamı; sadece bir gözyaşı olarak kalsan ya ?